Dilkolik - Yabancı Dil Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Türkiye'nin Eğitim ve Yabancı Dil Portalı


 
PortalAnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
old_boy
Dilkolik Üyesi
Dilkolik Üyesi
avatar


Mesaj Sayısı : 92 Başarı Puanı : 211 Rep Gücü : 3 Kayıt tarihi : 17/10/09

Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular Empty
MesajKonu: Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular   Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular Puce-p11Ptsi 1 Mart 2010 - 4:03

Ögrenme ile ilgili ilk deneysel arastirmalar 20. Yüzyilin basinda Pavlov’un Rusya, Watson ve Thorndike’in Amerika’da yaptiklari insan ve hayvanlarin laboratuarda belli bir durumda nasil davrandiklarina iliskin çalismalarla baslamistir. Bu psikologlarin çalismalarinin odak noktasi hayvan ve insan davranislari oldugu için bu yaklasimi benimseyenlere davranisçi ve gelistirdikleri kuramlara davranisçi kuramlar denilmistir. Davranisçilar ögrenmeyi uyarici ile davranis arasinda bag kurma isi olarak görmektedirler. Uyarici, organizmayi harekete geçiren iç ve dis olaylardir. Duydugumuz bir ses, gördügümüz bir isik, resim, aldigimiz tat bizim için birer uyaricidir.

Uyaricilar organizmayi etkileme gücündedir. Bir uyarici karsisinda organizmada meydana gelen fizyolojik ya da psikolojik degisme, davranim ya da tepki olarak adlandirilir. Davranimlarin bir araya gelmesiyle olusan eylem ise davranis olarak nitelendirilir.

Davranisçilara göre davranis degismesine neden olan üç temel ögrenme süreci vardir. Bunlar: “klasik kosullanma”,”edimsel kosullanma” ve “gözlem yoluyla ögrenme”dir.

Klasik kosullanma kuramina göre birey dogal olarak bir uyarici karsisinda gösterdigi tepkiyi, tepkiye neden olan uyaricidan hemen önce gelen bir uyariciya da göstermeyi ögrenebilir. Ancak bu tip ögrenmeler genellikle rastlantisal olarak meydana gelmektedir. Bu nedenle egitim programinda uygulamak oldukça güçtür.

Edimsel kosullanma kuramina göre ise, hayvan ve insan davranislarini, davranisin sonucu belirler. Davranis olumlu sonuç verirse (pekistirilirse), davranisin tekrar ortaya çikma olasiligi artar. Sonuç olumsuzsa davranis tekrarlanmaz. Bir davranisi hosa giden bir uyarici takip ederse bu duruma olumlu pekistirme, hosa gitmeyen bir uyarici takip ederse olumsuz pekistirme denir. Örnegin sinifta genellikle ayakta dolasan bir ilk okul birinci sinif ögrencisine, oturup ders dinledigi zamanlar aferin denilir, yildiz verilirse ögrencinin zamanla oturarak ders dinleme süresi arttirilabilir. Diger bir deyisle pekistirilen davranis ögrenilir. Bu nedenle ögretmenler ögrencilerin olumlu davranislarini pekistirmelidir. Ögrencinin davranisinin onaylanmasi, aferin denilmesi, iyi not almasi birer pekistireçtir. Okul ögrenimlerinde daha çok edimsel kosullanma kullanilir.

Davranisçi yaklasima göre birey bazi durumlarda çevresindeki kisilerin davranislarini ve sonuçlarini gözler. Gözledigi davranislardan sonucu olumlu olanlari model olarak alirken, sonucu olumsuz olanlari göstermez. Buna model alarak ögrenme (gözlem yoluyla ögrenme) denir. Örnegin sinifta dogru cevap veren arkadasinin yüksek not aldigini gören ögrenci sinif içinde daha çok söz almaya çabalayabilir bu da derse katilimi yükseltir. Fakat söz alip azarlandigini gören ögrenci ise söz almama egilimi gösterebilir. Insanlar bu sekilde okulda, ailede arkadaslarindan ve kitle iletisim araçlarindan pek çok davranis ögrenebilirler.


Klasik Kosullanma Kurami ve Ivan Pavlov

Klasik kosullanma ile ögrenme ilk kez Rus bilim adami Ivan Pavlov tarafindan ortaya atilmistir. Fizyolog olan Pavlov, köpekler üzerinde sindirim sistemiyle ilgili arastirma yaparken, köpegin fizyolojik olarak, yiyecek agzina girdigi zaman sindirimi baslatan salyayi salgilamasini gerekirken, yiyecegi hatta yiyecek getiren kisiyi gördügünde de salya salgiladigini fark etmistir. Daha sonra bu olguyu sistematik olarak laboratuar ortaminda arastirmaya karar vermistir.

Pavlov kontrollü bir deneysel ortam olusturduktan sonra, köpege düzenli olarak, yiyecek vermeden hemen önce zil sesi vermistir. Bu iliskiyi pek çok kere tekrarladiktan sonra, yiyecek vermedigi durumlarda da zil sesini duydugu zaman köpegin salya salgiladigini görmüstür. Diger bir deyisle köpek sil sesi ile salya akitmayi ögrenmistir.

Pavlov, yiyecek ile salya salgilama arasindaki iliski dogal ve otomatik oldugu için, yiyecege “kosulsuz uyarici”, salyaya ise “kosulsuz tepki “ demistir. Yeni uyariciya (zil sesi) ise, dogal yoldan köpegin salya salgilamasina neden olmadigi için “kosullu uyarici”, zil karsisinda gösterilen salya salgilama davranisina ise “kosullu tepki” adini vermistir.

Klasik kosullanmanin gerçeklesmesi için, asagidaki kosullarin olusmasi gerekir.

•Klasik kosullanmanin gerçeklesmesi için öncelikle yiyecek-salya örneginde oldugu gibi , dogal bir uyarici-tepki baginin olmasi gerekir. Insan organizmasinda göze isik tutulunca göz bebeginin büyümesi, dize vurulunca ayagin yukari dogru hareket etmesi, ani bir gürültü karsisinda irkilme gibi tepkiler kosulsuz uyarici ve tepki baglaridir.

•Kosullu uyaricinin kosulsuz uyaricidan hemen önce verilmesi, iki uyaricinin birlestirilmesi gerekir. Pavlov’un deneyinde köpek, zil sesi ile eti birlestirmektedir.

•Kosullu uyarici ile kosulsuz uyarici baginin tekrarlanmasi gerekir. Ancak bazi korku yaratan durumlarda tek bir yasanti da ögrenmeyi saglayabilir.

Gagne(1965) klasik kosullanmayi isaret ögrenme olarak tanimlamaktadir. Çünkü kosulsuz uyaricidan önce verilen uyarici, kosulsuz uyaricinin geleceginin bir habercisidir. Pavlov’un deneyinde köpek zil sesini duydugunda yiyecegin gelecegini bildigi için salya salgilamaktadir. Diger bir deyisle, zil etin geleceginin habercisidir. Günlük hayatimizda bizi davranisa yönelten kapi zili, saat zili, trafik isaretleri karsisinda gösterdigimiz davranislar birer isaret ögrenmedir.

Bazi durumlarda organizma, bir uyarici karsisinda gösterdigi kosullu tepkiyi benzer durumlarda da gösterir. Buna uyarici genellemesi denir. Pavlov yaptigi deneylerde köpegin farkli tonlardaki zil seslerine de salya salgiladigini göstermistir. Benzer sekilde doktordan korkan bir çocuk, beyaz gömlek giyen kasaptan da korkabilir.

Organizma benzer uyaricilara benzer tepki gösterebildigi gibi uyaricilar arasindaki farki da ayirt edebilir. Bu duruma uyariciyi ayirt etme denir. Pavlov denek köpege sadece belli bir zil sesi ile et verip diger zil seslerinde vermeyince köpegin, arkasindan et gelen sesi diger sesten ayirt ederek sadece et verilen sese salya akittigini görmüstür.

Pavlov baska bir deneyinde zil sesi yerine uyarici olarak biri çembersen digeri oval iki isik kullanmistir. Köpege yiyecegi çembersel isiktan sonra verip, oval isiktan sonra vermemistir. Bir süre sonra köpegin çembersel isiga refleks gösterdigini, oval isiga ise göstermedigini; ancak, oval isigi çembersel isiga dönüstürme süreci baslayinca, hayvanin ayirt etme sikintisina düstügünü ve çok geçmeden hirçinlasarak saga sola kosup havlamaya basladigini saptamistir. Bu sonuç kuskusuz, hayvanlarin da insanlar gibi deneyimler yoluyla refleksler kazanabilecekleri anlamina gelmektedir.

Pavlov bu kadarla yetinmemis ve yine deneysel olarak, hayvanlarin da insanlar gibi kosullanmayla edinilmis reflekslerden kurtulabilecegini göstermistir. Agiz sulanmasi refleksine dönelim, refleksin kurulmasina yönelik ilk asamada,yiyecek verilmeden önce zil çalinmaktaydi. Bu asamada köpegin bir süre sonra yiyecek beklentisi içine düstügünü gördük, kosullanmayi çözmeye yönelik ikinci asamada, zil çaldigi halde yiyecek verilmez; beklenti giderek zayiflamaya baslar, sonunda zil sesi etkisini yitirir ve kosullanma kirilir. Zil sesine karsi hayvanda refleks görülmez olur. Bu, hayvanlarda da kosullanmis davranisin dogal reflekse dönüsmedigi anlamina gelmektedir. Baska bir deyisle deneyimle kazanilan (ya da yitirilen) bir refleks, salt fizyolojik bir olay degil, kimi ruhsal yetileri de içeren, psikolojik bir davranistir. Yani klasik kosullanma yoluyla kazanilan davranislar kosullu uyarici kosulsuz uyarici bitisikligi ortadan kalkinca giderek azalir ve kaybolur bu duruma da davranisin sönmesi denir.

Pavlov’un ulastigi bu sonucun, yüzyilimizin ilk yarisinda büyük bir atilim içine giren “Davranis Psikolojisi” dedigimiz Behaviorism’e yol açtigi söylenebilir ve sindirim sistemi üzerindeki çalismasi da Pavlov’a Nobel Ödülü kazandirmistir. Fakat onu dünya ölçüsünde ünlü kilan kosullanmis refleks çalismasi olmustur.

Klasik kosullanma insanlarin karmasik bilgileri ögrenmesini açiklayamamaktadir. Ancak insanlarin, belli bir nesneye ya da olaya karsi gösterdigi bazi duyussal tepkilerin klasik kosullanma ile ögrenildigi sanilmaktadir. Örnegin ilk defa Izmir’e giden bir insan, orada cüzdanini çaldirirsa, cüzdanin kaybolmasi ile ortaya çikan hos olmayan duygularini Izmir’e karsi da duyabilir. Bunun gibi sevdigimiz biri ile ilk karsilastigimiz yere karsi da olumlu duygular gelistirebiliriz.

Bazi bos inançlar da bu biçimde ögrenilebilir. Örnegin basarili oldugumuz bir sinavda kullandigimiz kalemin bize sans getirdigine inanarak tüm sinavlara o kalemle girebiliriz. Ya da bir hasta, hastaligi boyunca havuç yerse, iyilestigi zaman o hastaligi havucun iyilestirdigine inanabilir.

Klasik kosullanma ile açiklanan diger bir ögrenme de fobik tepkilerdir. Fobiler, göreli olarak zararsiz nesne ve durumlara, asiri ve akılci olmayan tepkiler gösterme biçiminde tanimlanabilir. Çevremizdeki bazi kisilerin köpekten, asansörden vb. asiri derecede korktuklarini görmüsüzdür. Bu kisiler korkularinin yersiz ve anlamsiz oldugunu bildikleri halde, bu duygularindan kurtulamazlar. Bu korkularinin nedeni geçmis yasantilarinda olusmus bir kosullanmadan kaynaklaniyor olabilir. Fobiler, davranis degistirme teknikleri kullanilarak ortadan kaldirilabilir.

Klasik kosullanma ile bütün davranislarin degistirilebilecegini savunan psikologlardan biri de Watson’dur. Watson; yürüme, konusma, kosma gibi karmasik becerilerimizin hep uyarici davranim arasinda bag kurma yoluyla ögrenilmis davranislar oldugunu ve bütün davranislarin klasik kosullanma yoluyla ögretilebilecegini savunmustur. Hatta düsüncenin bile bu süreç yoluyla analiz edilebilecegini ileri sürmüstür. Watson, “bana bir düzine saglikli çocuk verin, gelisigüzel seçtigim her bir çocugu kendi seçtigim herhangi bir alanda –doktor, sanatçi, hakim- uzman yapacagima garanti veririm. Hatta dilenci ve hirsiz bile yaparim, yetenekleri ve becerileri ne olursa olsun” demistir.

Klasik Kosullanma Ile Ilgili Bazi Kavram Ve Süreçler

1.Genelleme: Sobada bir kez eli yanan çocuk, isi yayici ev aletlerinin tümünden korkabilir.
2.Geçis (Transfer): Bisiklet kullanmayi bilen bir kimsenin motosiklet kullanmayi daha kolay ögrenmesi gibi (olumlu geçis). Iki parmak daktilo yazmayi ögrenmis bir kisi, on parmak daktilo yazmayi ögrenmede çok büyük güçlükler çekebilir (olumsuz geçis).
3.Ayirt etme: Elektrige çarpilmis bir kisinin çarpilma nedenini arastirmasi ve tellerin izolesiz oldugunu görmesi sonucunda izoleli tel disindaki tellere çiplak elle dokunmamasi gibi.
4.Deneysel çözülme (Sönme): Deneysel çözülme olayi, ögrenmede tekrarin basli basina ögrenme sarti olmadigini, davranislarin degismesinde temel ihtiyaçlarin doyurulmasinin ve ödüllendirilmesinin önemli bir rol oynadigini belirtmektedir.

Ögretimde Klasik Kosullanmanin Yeri Ve Önemi

Ögrencilerin okulla ilgili duyussal özelliklerinin olusmasinda klasik kosullanma rol oynayabilir. Bazi ögrencilerin okula, ögretmene ya da belli bir derse yönelik kaygilari ve yersiz korkulari oldugu gözlenmektedir. Bunlara okul içi ve okul disi yasantilari sirasinda meydana gelen kosullanmalar neden olmus olabilir. Örnegin ögreniminin ilk yillarinda matematik ögretmeninin sevmeyen bir ögrenci, ögretmeni degistikten sonra da bu dersi sevmemeye devam edebilir. Okul arkadasi ile kavga eden bir ögrenci okula gitmemek isteyebilir. Bu örneklerden birincisinde ögrencinin asıl olumsuz tepki gösterdigi obje ögretmen olmasina ragmen, ögrenci matematik dersi ile ögretmenini birlestirmis ve ögretmenine karsi duydugu duygulari derse karsi da duymaya baslamistir. Ikinci örnekte ise ögrencinin olumsuz tepkisi kavga ettigi arkadasina yönelik oldugu halde, olay okulda meydana geldigi için okula gitmek istememektedir.

Okulda bu tür olumsuz kosullanmalarin meydana gelmemesi için okul ve sinif ortaminin ögrencinin hosuna gidebilecek biçimde düzenlenmesi, okulda ögrencinin olumsuz yasanti geçirmesine neden olacak durumlardan kaçinilmasi gerekir. Ayrica ögrencilerin geçmis yasantilarinda kazandiklari olumsuz kosullanmalar varsa, bu davranislar söndürülmeye çalisilmalidir.

Davranisçi yaklasim ögrenmeyi mekanik ve basit olarak tanimladigi için elestirilmistir. Oysa, insanin ögrenmesi, klasik kosullanma (hatirlama ya da aliskanlik) ve edimsel kosullanmayi ele alarak karmasik düsünme süreçlerini de içermektedir. Bugün pek çok davranis kuramcilari bilissel ögrenme süreçlerini daha fazla dikkate almaktadir.

Geleneksel ve günümüz davranisçi görüsleri sadece okullarda degil, endüstride ve saglik sektöründe de oldukça geçerlidir. Günümüz egitim programlarinda etkisini sürdüren davranisçi kuramlardan hala vazgeçilmedigini, gelecekte de etkilerini sürdüreceklerini söyleyebiliriz.

Ancak her seye ragmen klasik kosullanma yoluyla ögrencilere kasitli ve planlanmis olarak davranis ögretmek çok zordur.

Davranisçi Yaklasimin Ögretim Ilkeleri

1. Ögrenci ögrenme sürecinde aktif olmalidir. Ögrenci ögrenme sürecinde ancak yaparak ögrenebilir.
2. Ögrenmede pekistirme önemli bir yer tutar. Ögrencilerin olumlu davranislari ögretmen tarafindan pekistirilmelidir.
3. Ögrenmede tekrar, özellikle becerilerin kazanilmasinda ve ögrenilenlerin kaliciliginin saglanmasinda önemli rol oynar.
4. Ögrenmede güdülenmenin çok önemli bir yeri vardir. Ögrencinin bir davranisi yapabilmesi için o davranisi yapmaya istekli olmasi gerekir.

KAYNAKÇA
1.Doç. Dr. Osman Karacan, EGITIM PSIKOLOJISI - KURAM VE ILKELERDEN UYGULAMA Gazi Üniversitesi Gazi Egitim Fakültesi Ögretim Üyeleri Ankara - 1989
2.Cemal Yildirim, BILIMIN ÖNCÜLERI Tübitak Yayinlari – 1996, 5.Basim
3.Prof. Dr. Münire Erden, Doç. Dr. Yasemin Akman, EGITIM PSIKOLOJISI Alkim Yayinlari – 1997,
4.Prof. Dr. Münire Erden, ÖGRETMENLIK MESLEGINE GIRIS Alkim Yayinlari – 1998
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
old_boy
Dilkolik Üyesi
Dilkolik Üyesi
avatar


Mesaj Sayısı : 92 Başarı Puanı : 211 Rep Gücü : 3 Kayıt tarihi : 17/10/09

Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular   Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular Puce-p11Ptsi 1 Mart 2010 - 4:09

I. İnsan davranışlarının çözümlenmesinde deney ve gözlem kullanılır.
II. Öğrenme algılama ilkelerine bağlı olarak gelişir.
III. Öğrenmenin gerçekleşme süreci çevre koşullarından bağımsızdır.
IV. Bir davranışın devam ettirilmesi pekiştireçlerle güçlendirilmesine bağlıdır.
V. İnsan davranışlarını anlamak için gözlenebilen etkenleri incelemek gereklidir.

Yukarıdaki ifadelerden hangileri davranışçı yaklaşımın temel öğelerindedir?

A) I, II ve V
B) I, IV ve V
C) I, III ve V
D) III, IV ve V
E) II, III ve IV

Kaynak : Takvim & Yargı

Cevap

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
old_boy
Dilkolik Üyesi
Dilkolik Üyesi
avatar


Mesaj Sayısı : 92 Başarı Puanı : 211 Rep Gücü : 3 Kayıt tarihi : 17/10/09

Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular Empty
MesajKonu: Geri: Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular   Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular Puce-p11Ptsi 1 Mart 2010 - 5:05

Klasik koşullanmayla ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Koşulsuz uyarıcı ile koşulsuz tepki arasındaki bağ doğal bir bağdır.
B) Nötr bir uyaran koşulsuz uyaranla eşleşerek klasik koşullanma yoluyla öğrenmenin en önemli aşaması gerçekleşir.
C) Koşullu uyarıcı ile koşullu tepki arasındaki bağ yapay bir bağdır.
D) Organizma koşulsuz uyarana koşulsuz bir tepki verir.
E) Koşulsuz uyaran, koşullu uyarandan önce verilmelidir.

Kaynak : Takvim & Yargı

Cevap :
Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Davranışçı Yaklaşım Hakkında Bilgiler ve Sorular
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yabancı Dil Öğretim Yöntemleri - İletişimci Yaklaşım
» 2010 KPSS Güncel Bilgiler
» Geometri Çözümlü Sorular
» Mülakatta bu sorular kesin çıkar!
» Kimya bozan hatalı sorular

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Dilkolik - Yabancı Dil Forum :: DİĞER BRANŞLAR :: Eğitim Bilimleri Forumu-
Buraya geçin: