Yabancı dilin anadiline benzer biçimde öğretilmesi gerektiğini savunan bir yöntemdir.
Doğal yöntem, "Yabancı dil öğrencilerine, başından itibaren yalnızca, öğretmenin kendi anadili olan yabancı dili kullanarak, sürekli konuşma yoluyla iletişim kurmak ve bu etkileşimi birbirleriyle bir metin oluştururcasına bağlantılı, ama dilbilgisi açıklaması yapılmaksızın anlaşılabilecek ölçüde yalın bir cümle dizisiyle gerçekleştirmek" biçiminde tanımlanabilir.
Doğal Yöntem, Dilbilgisi - Çeviri yöntemine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Sözlü dilin günlük kullanımına gerek duyulunca, Rousseau ve Pestalozzi'nin eğitim üzerine düşüncelerinden etkilenen Lemare (1819) ve Payne (1830) tarafından biçimlenmiş Ticknor (1971 - 1871), Marcel (1867) ve Heness (1866) 'in katkılarıyla gelişmiştir. Önerilen uygulama, yabancı dilin anadile benzer bir yolla öğretilmesidir.
Doğal Yöntem, klasik yapıtların diline karşılık "yaşayan" dilin, "yazılı" dile karşılık "konuşma" dilinin öğretimini amaç edinmiştir. bu uygulamada telaffuz ve dilbilgisi öğretimi olmaz; çeviri ve başlangıçta okuma yada yazma alıştırmaları yapılmaz, yalnızca dinleme ve konuşma etkinliklerine yer verilir. Yabancı dil onu anadili olarak konuşanlardan, onlara doğrudan ilişki kurularak öğrenilebilir. O yüzden öğretmenler, dili anadil olarak konuşan kişilerdir. Bu nedenle bu yöntemin uygulanmasından yabancı öğretmen bulma konusunda sorunlar çıkmaktadır.
Tarih boyunca çeşitli dönemlerde, yabancı dilin de ana dil gibi öğrenilebileceği düşünceleri ortaya çıkmıştır. Örneğin onaltıncı yüzyılda, Montaigne sırf babası oğlunun iyi Latince konuşmasını istediğinden, hayatının ilk yıllarında sadece Latince konuşan bir bakıcıya emanet edildiğini anlatır. Ondokuzuncu yüzyılda, dil öğretiminde doğal yöntemleri savunanlardan L. Sauvenur (1826-1907), amaç dilde sözel yetiyi geliştiren sistemi uyguladığı bir dil okulunu 1860'ların sonlarında Boston'da açmıştır. Kullandığı yöntem kısa bir süre sonra Doğal Yöntem olarak anılmaya başlanmıştır.
Doğal Yöntemde öğrencilerin dili yazılı formunda görmeden önce onu duyması gerektiği üzerinde durulmaktadır. Öğrencilerin konuşma becerilerini geliştirmek için kitapta bulunan bazı diyaloglar ezberletilir. Sözcüklerin cümleler içinde sunulmasına ve cümleler yalıtılmış birimler olmaktan çok bir içerik bütünlüğü içindeki işlevlerin örneklenmesine önem verilir.
Kısaca Doğal Yöntemde:
1. Öğretmen konuşur, öğrenci dinler.
2. Söylenenlerle ilgili olarak öğrenciye sık sık mimikle, olmazsa yabancı dilde açıklama yapılır. Sözcük öğretiminde varsa eşdeşlere (cognates) öncelik verilir.
3. Öğrenci, duyduğunu, anlamını tam çıkarmamış olsa bile, tekrarlar, telaffuz, doğrudan doğruya taklit etmeye dayanır. Çocuk, öğrenirken etkin olmalı, tıpkı anadilini öğrenirken yaptığı gibi, yanlışlıklara aldırmadan elverdiğince konuşmalıdır. Yanlışlıklar öğretmen tarafından düzeltilir. Yapılar alıştırma yoluyla pekiştirilir. Ara sıra yapılan sesli okuma ile öğrencinin, yabancı dil telaffuzunu kavramasına yardım edilir. Öğrenci konuşmakta çekingen davranırsa, ona kitaplardan günlük konuşma parçaları ezberletilir.
4. Dil öğrenimi, doğal olarak her şeyden önce sözcük öğrenimidir. O nedenle, öğrenciye yabancı dilde sık kullanılan sözcükler seçilerek öğretilmelidir.
5. Doğal Yöntemde orta zorluktaki sözcükler öğretilir. Bu, öğrenciyi kendiliğinden anlama okuma olgunluğunu getirir. Sözcüklerin bağlam içinde tekrarı öğrencinin sözcüklerin semantik genişliğini zahmetsizca anlamasını sağlar. Konular baştan sona kendi kendine açıklanabilir. Anadiline başvurmadan, metinden anlam çıkarılabilir.
Yaşı ve eğitim düzeyleri ne olursa olsun, herkesin aynı şekilde öğrendiğini kabul eden Doğal yöntem uygulayıcıları, yaşın öğrenime etkisini göz önüne almamakla en büyük yanlışı yapmışlardır. Çünkü bir yetişkinin, yabancı dili bir çocuk gibi öğrenmesi olanaksızdır.
Bu yöntemin zamanla daha da geliştirilerek, öğretimde bireysel ayrılıklara yer verilmesi, dolayısıyla öğretim tekniklerinin yaşa göre ayarlanması, örneğin çocuklar için tümevarımlı, bir yol izlemenin daha uygun olacağı ileri sürülmüştür. Uygulanan bu biçimiyle Doğal Yönteme sonradan, bir de, sözlüğe başvurulmadan genel ve yaytın (extensive) okuma etkinliği eklenmişse de, yazma önemsiz bir konu olarak algılanmıştır. kısacası, Doğal Yöntem, insan gelişimi ile öğretimi kuramı arasında bir ilişki kurulması sonucunda doğmuştur.
Özcan Demirel (Yabancı Dil Öğretimi)