BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ GENEL DURUM
- 19. yüzyılda dünya; siyasal, bilimsel ve ekonomik alanda birçok gelişmeye sahne oldu. Bu yüzyıla damgasını vuran iki önemli gelişmeden biri İngiltere'de başlayan Sanayi İnkilabı, diğeri ise Fransız İhtilali'dir.
- Fransız İhtilali'yle ortaya çıkan özgürlük, adalet, laiklik gibi kavramların etkisiyle gelişen Avrupa'daki demokrasi hareketleri, devletlerin siyasal yapısını değiştirdi. Buna bağlı olarak parlamento ve siyasal partiler devletlerin yaşamında yer almaya başladı.
- Fransız İhtilali sonucunda yayılan milliyetçilik düşüncesi, her milletin bağımsız yaşamasını öngörüyordu. İmparatorluklar, birden çok milleti egemenlikleri altında tuttukları için milliyetçilik düşüncesinin yayılmasından olumsuz yönde etkileniyorlardı. Milliyetçilik düşüncesinin etkisiyle çıkan ayaklanmalar, 19. yüzyılda Avrupa'nın başlıca sorunlarından biri oldu. Bu ayaklanmaların bazıları yeni devletlerin kurulmasıyla sonuçlandı. Osmanlı Devleti'nden ayrılan milletlerin kurduğu Yunanistan, Sırbistan ve Romanya devletleri bunlar arasındadır. Bu devletlerin kurulmasında doğrudan veya dolaylı olarak bazı Avrupa devletlerinin de rolü vardır.
- Bilim alanında bazı gelişmeler yaşandı ve bu gelişmeler Sanayi İnkilabı'nın başlamasında etkili oldu. Sanayi İnkilabı, kol gücüyle yapılan üretimin, makine gücüyle gerçekleştirilmesini sağladı. Önce İngiltere'de başlayan Sanayi İnkilabı zamanla diğer Avrupa ülkelerine de yayıldı.
- Ülkeler zaman içinde sanayileşmeye başladı. Sanayileşmiş ülkeler, daha çok üretim için daha çok ham maddeye gereksinim duydular. Üretim arttıkça yeni pazarlar aramaya başladılar. Sonuçta, bu güçlü devletler başka devletleri, milletleri, toplulukları siyasal ve ekonomik egemenlikleri altına almaya yöneldiler. Böylece sömürgecilik hareketleri hızlandı. Devletler, ekonomik alanda birbirleriyle rekabete girişti. İngiltere, geniş bir sömürge imparatorluğu kurdu. Hollanda, Fransa ve Rusya, dünyanın değişik yerlerinde sömürgeler elde etti. Almanya ve İtalya, siyasal birliklerini tamamladıktan sonra güçlenerek sömürgeciliğe yöneldi. Bu devletler, sömürgecilik siyasetiyle büyük bir ekonomik güç kazandı. Japonya, ekonomik alanda elde ettiği başarılarla Avrupa devletleriyle yarışabilecek bir güce ulaştı.
- ABD, izlediği dış politikanın bir gereği olarak Avrupa devletleri arasındaki ilişkilere karışmıyordu. ABD, Avrupa devletleriyle yalnızca ticaret yapıyor, ekonomisini geliştirip dünya pazarlarında söz sahibi olmak için çaba harcıyordu.
- Avrupa devletleri arasındaki çıkar çatışmaları, İtilaf (Anlaşma) ve İttifak (Bağlaşma) devletleri olarak adlandırılan grupların ortaya çıkmasına yol açtı.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL DURUMU
- 18. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, toprak kaybetmeye, ekonomik yönden zayıflamaya başladı. Bu olumsuz gidişi durdurmak isteyen devlet adamları, öncelikle askerlik ve maliye alanlarında ıslahat hareketlerine yöneldiler. Ancak yeteri kadar deneyimli olmadıkları için başarı elde edemediler. III. Selim'in planlı olarak başlattığı ıslahat hareketleri, II. Mahmut zamanında kararlı bir tutumla devam ettirildi. Devleti yıkılmaktan kurtarmak için orduyu güçlendirmek, en çok üzerinde durulan konuların başında yer alıyordu.
- II. Mahmut, köklü ve kalıcı önlemler almadan devletin güçlendirilemeyeceğine inanıyordu. Bu nedenle, yapılmak istenen yeniliklere karşı her zaman engelleyici bir tutum takınmış olan yeniçeri ocağı kaldırıldı (1826). Onun yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adında modern bir ordu kuruldu. Ordunun subay gereksinimini karşılamak için Harbiye ve Tıbbiye okulları açıldı. Çağdaş bilgi ve eğitim almaları amacıyla Avrupa'ya öğrenci gönderildi. Ayrıca devlet ve toplum yaşamında yeni düzenlemeler yapıldı. Hem Avrupa'daki düşünce akımlarının etkisi hem de II. Mahmut zamanında yapılan yenilikler, Tanzimat ve Islahat fermanlarına ortam hazırladı. Tanzimat fermanı ile; hukuk, yönetim, eğitim ve maliye alanlarında yenilikler yapıldı (1839). Islahat Fermanı ise gayrimüslim Osmanlı vatandaşları lehine yeni düzenlemeeler getirdi (1856)
- Tanzimat döneminde, ülkede günlük gazeteler yayımlanmaya; bu gazetelerde, siyaset ve kültür konularında yazılar yer almaya başladı. Parlamentoya dayalı bir yönetimin devleti güçlendireceği düşüncesi, aydınlar tarafından benimsendi. Meşrutiyetin ilan edilmesi için çaba harcanmaya başlandı.
- Osmanlı Devleti 19. yüzyılda yalnızca içte meydana gelen olaylarla uğraşmadı, Avrupa'daki gelişmelerden de etkilendi. Avrupa'daki gelişmelerden Osmanlı Devleti'ni en çok etkileyenler Fransız İhtilali ile Sanayi İnkilabı'ydı.
- Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan; eşitlik, özgürlük, adalet ve milliyetçilik gibi düşünce akımları diğer ülkeleri de etkilemeye başladı. Osmanlı Devleti, en çok, milliyetçilik akımından etkilendi. Çünkü milliyetçilik akımı, Osmanlı Devleti'nin egemenliği altında yaşayan milletleri devlet kurma ve bağımsız yaşama mücadelesine yöneltti. Bu milletler, başta Rusya olmak üzere diğer Avrupa devletleri tarafından desteklendi. Fransız İhtilali ile ortaya çıkan düşünce akımları Tanzimat ve Islahat fermanlarının hazırlanmasını sağladı. Meşrutiyetin ilan edilmesine ortam hazırladı.
- 19. yüzyılda Osmanlı Devleti'ni etkileyen bir diğer olay Sanayi İnkilabı'dır. Sanayi İnkilabı'nı gerçekleştiren devletler, yeni pazarlar ve ham madde kaynakları bulmak için çaba harcamaya başladılar. Sanayileşen ülkelerin gözünde Osmanlı devleti iyi bir pazar ve ham madde kaynağıydı. Kapitülasyonlardan yararlanan devletlerin sanayi ürünü mallarını Osmanlı ülkesinde serbestçe satması, Osmanlı ekonomisini dışa bağımlı hale getirdi. Küçük sanayi atölyeleri birer birer kapanmaya, işsiz insan sayısı çoğalmaya başladı. Devletin gelirleri, giderlerini karşılayamaz oldu. Avrupa devletlerinden borç para alındı. Bu paralar, ekonomiyi canlandıracak verimli alanlara harcanmadı. Yeni saray ve köşklerin yapımı için kullanıldı. Bundan dolayı, alınan borçlar ödenemedi. Bunun üzerine, Osmanlı Devleti'nden alacağı olan devletler, Duyun-ı Umumiye İdaresi (Genel Borçlar Yönetimi) adı altında bir teşkilat kurdular. Bazı vergileri toplama yetkisi bu teşkilata verildi.
- Meşrutiyetin ilan edilmesini savunan aydınlar, Avrupa devletlerinin siyasal ve ekonomik baskısını azaltmak için bazı çareler düşündüler. Meşrutiyetin ilan edilmesini savunan aydınlar, Genç Osmanlılar adı verilen bir teşkilat kurdular. Genç Osmanlılar meşrutiyetin ilanını gerçekleştirmek için II. Abdülhamit'in padişah olmasını sağladılar. Kısa bür süre sonra da Mithat Paşa başkanlığında kurulan komisyon tarafından kanunuesasi (anayasa) hazırlandı. Kanunuesasi yürürlüğe konularak meşrutiyet ilan edildi (1876). Kısa bir süre sonra, meşrutiyet yönetiminin bir gereği olarak Mebusan Meclisi açıldı ve çalışmaya başladı. Mecliste, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıyla ilgili olarak görüşülürken savaşın iyi yönetilmediği dile getirildi. Sorumluluğun hükümet ve padişaha ait olduğu belirtildi. Buna tepki gösteren padişah II. Abdülhamit, kanunuesasinin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak Mebusan Meclisini süresiz tatil etti. Kanunuesasiyi de yürürlükten kaldırdı. Böylece I. Meşrutiyet dönemi sona erdi. Ancak özgürlük yanlısı aydınlar, meşrutiyet yönetimine son verilmesine tepki gösterdiler. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni gizlice kurdular. Meşrutiyeti yeniden ilan ettirmek için mücadeleye başladılar. Osmanlı Devleti 20. yüzyıla; yönetim tartışmaları, Balkanlardaki ayaklanmalar ve ekonomik sorunların getirdiği sıkıntılarla girdi.
- Padişah II. Abdülhamit, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin etkinlikleri sonucunda kanunuesasiyi tekrar yürürlüğe koydu (1908). Böylece ikinci kez meşrutiyet ilan edildi, seçimler yapılarak Mebusan Meclisi açıldı. Meclisteki çoğunluk, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi.
- İkinci Meşrutiyet döneminde içte ve dışta önemli olaylar oldu. Meşrutiyet yönetimini istemeyenler, halkın dini duygularını da istismar ederek İstanbul'da bir ayaklanma çıkardılar (1909). 31 Mart Olayı adı verilen bu gerici ayaklanma, Selanik'ten gönderilen Hareket Ordusu tarafından bastırıldı. Bu ordunun Kurmay Başkanı Mustafa Kemal'di.
- İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra ülke içinde meydana gelen kargaşadan, başka devletler de yararlandı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, bir süredir yönetimi altında buludurduğu Bosna-Hersek'i topraklarına kattı. Girit Adası, Yunanistan'a katılma kararı aldı. Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. Osmanlı Devleti'nin toprak kayıpları Balkanlarla sınırlı kalmadı. İtalya'nın Trablusgarp'a saldırması başka toprak kayıplarını da beraberinde getirdi.