Dilkolik Dilkolik Yöneticisi
Mesaj Sayısı : 1097 Başarı Puanı : 3263 Rep Gücü : 16 Kayıt tarihi : 10/08/09 Yaş : 15 Nerden : Dilkolik Ruh Hali : Bidiği Diller : Öğrenmek İstediği Diller :
| Konu: Yabancı dil eğitiminde ÇAĞDAŞ METOTLAR Perş. 17 Mart 2011 - 21:27 | |
| Gelişen uluslararası ticaret ve iletişim nedeniyle, en az bir yabancı dil bilmek zorunluluk haline geldi. Her meslek grubu çalışanı, kendi alanıyla ilgili yenilikleri takip edebilmek, iletişim becerilerini arttırabilmek için dünyada olan biteni izlemeli.
Son yıllarda daha iyi dil öğrenimi için anaokulundan itibaren yabancı dil eğitimine başlanıyor, çağdaş dil öğretim metotları uygulanıyor.
İngilizce öğretimiyle ilgili sürekli yenilik ve değişimler söz konusu. Günümüzün İngilizce öğretmenleri, öncelikle bu kaynaklara erişebilecek teknolojik bilgiye sahip olmalı. Sürekli kendini yenilemeli ve öğrendiklerini sınıf içinde kullanmalı.
Ders sırasında internet yoluyla çeşitli kaynakların kullanımının yanı sıra, eğitim sınıfın dışına da çıkarılmalı. E-portfolyo, bloglar, yurtdışından seçilen kardeş bir okul ya da sınıfla gerçekleştirilen online projeler gibi uygulamalarla sürdürülmeli.
Öğretmenler, kendilerini geliştirmek için farklı yöntemlere başvurabilir. Bu, eğitimlere katılmak, meslektaşlarının derslerini izlemek ve meslektaşlarını derslerine davet ederek onların geri bildirimlerini dinlemek olabilir.
Bilgiye ulaşmada rehberlik etmeli
Günümüzün değişen şartlarına paralel olarak öğretmenlerin sınıf içindeki rolleri de değişti. Öğretmen artık bilgiyi öğrenciye doğrudan aktaran kişi değil, ona bilgiye erişim yöntemlerini öğreten bir rehber. Öğretmen, öğrenmenin sorumluluğunu öğrenciye bırakmalı.
Teknoloji kullanımında öğretmene düşen en önemli görevlerden birisi de, öğrenciyi bilgiye erişim yöntemleriyle birlikte, doğru ve geçerli bilgiye nasıl ulaşacağı ve bilgi hırsızlığına başvurmadan bunları nasıl kullanacağıyla ilgili yönlendirmek olmalı.
Öğretmenler derslerinde göreve dayalı öğrenim (task based learning) ya da işbirlikli öğrenme (cooperative learning) gibi çağdaş yöntemleri kullanırken, derslerini planlama aşamasında da faklı öğrenme stillerine sahip öğrencileri göz önünde bulundurmalı. Buna göre de ders içi aktiviteleri çeşitlendirmelidirler. Öğrenme süreci esnasında her öğrencinin ayrı bir birey ve ayrı öğrenim ihtiyaçları olduğunun bilinciyle öğrenme imkânları yaratılarak farklılaştırılmış eğitim (differentiated instruction) uygulanmalı. Böylelikle dil öğretimi tüm öğrenciler için anlamlı hale getirilerek her öğrencinin yapılan eğitimden yararlanması gözetilmelidir.
Toplum önünde konuşmayı sağlamalı
Günümüzde İngilizce eğitimi disiplinler arası bir yaklaşıma dayanıyor. Tüm düzeylerde öğrencilerin yaşlarına ve dil becerilerine uygun fen, matematik, sosyal bilimler ve sanat derslerinde, hatta tüm disiplinlerde terminolojiyi öğrenmeleri hedefleniyor. İletişim becerileri güçlü, sözlü ve yazılı olarak kendini doğru, akıcı ve etkili biçimde ifade eden bireyler yetiştirmek için bugün eğitim sisteminde farklı eğitim metodları kullanılıyor.
İngilizce konuşma becerilerini geliştirmek için ilk yıllarda yapılan canlandırma, benzeştirme, rol yapma gibi aktivitelerin yerini Toplum Önünde Konuşma (Public Speaking ) dersleri alıyor. Öğrenciler bu derste beden dillerini kullanıyor, ikna etme, karşılaştırma gibi farklı amaçlara yönelik konuşmaların hangi yöntemlerle yapılacağını öğreniyorlar. Her sunum sonrasında öğrenci ve sunumu dinleyen arkadaşları görüş bildiriyor. Böylece öğrenciler başkalarını takdir etme, etkin dinleme, empati kurma ve pozitif eleştirme gibi becerileri de geliştiriyor.
Öğretim sürecindeki temeller
Yazma: En önemli unsurlardan biri. İlk yıllarda kelime ve cümle ile başlayıp, daha sonra yerini yaratıcı yazma çalışmalarına bırakmak bu alanda en iyi gelişme evrelerinden biri olarak kabul edilir. Bu geliştirme kimi zaman öğrencinin hayalindeki robotu, kendi tasarladığı bir oyuncağı çizerek tanımlaması ile sürer. Öğrenciden dinlediği müziğe şarkı sözü yazması, okuduğu öyküye kitap kapağı tasarlaması, romandaki bir karaktere ya da romanın yazarına mektup yazması gibi çalışmalarla devam eder.
Okuma: Sözlü ve yazılı ifade becerileri, okuma becerisinden ayrı düşünülemez. Öğrencinin kendisini sözlü ve yazılı olarak doğru ve akıcı bir biçimde ifade edebilmesi okuma becerisi ile doğrudan ilgilidir. Yazma ve sözlü sunum çalışmalarının anlamlı olabilmesi için öğrencinin dinlediği ya da okuduğu metinlerle ilişkilendirilmesi gerekir. Dinleme, konuşma, okuma ve yazma çalışmalarından oluşan dört temel dil becerisinin birbiriyle bağlantılı olarak öğretilmesi öğrenmeyi anlamlı ve kalıcı kılar.
Etkili eğitim için
* Her düzey için kurgusal ya da kurgusal olmayan metinler, öykü, şiir, oyun ve romanlar seçilirken öğrencilerin düzeylerine göre dil becerileri ile yaşlarına göre ilgi alanları göz önünde bulundurulmalı.
* Öğrencinin kendi yaşamı ile ilişkilendirebileceği metinlerin seçilmesine özen gösterilmeli.
* Dili doğru ve akıcı kullanması için okuma etkinlikleri ders saatleriyle sınırlı kalmamalı. Her okulda mutlaka sessiz okuma saatleri olmalı, okul ve sınıf kütüphaneleri buna göre yapılandırılmalı. Öğrencinin ders dışında da kendi kendisine bilgi edinmek ya da keyif almak amaçlı okuma alışkanlığını edinmesi teşvik edilmeli.
* Öğrencinin portfolyosunda hangi tarihlerde hangi kitabı okuduğunu ve kitabın türü ile öğrencinin kitapla ilgili düşüncelerini bir cümleyle özetleyen bölümleri içeren bilgilerin yazılacağı okuma kontrol listeleri bulunmalı.
* Öğretmen ve veli çocuğun okuma alışkanlıklarını ve becerilerinde gösterdiği gelişimi takip etmeli.
* Ders dışında okunan metin ya da kitaplarla ilgili olarak her öğrenci bir çalışma yapmalı. Böylece öğrencinin kitabı okuyup okumadığı ve ne kadar anladığı öğretmen tarafından kontrol edilmeli.
* Günümüzde öğretmenlerin internet yoluyla rahatlıkla erişebilecekleri her yaş, düzey ve yazı türü için hazırlanmış standart kitap raporu formları, kavram ve zihin haritaları bulunuyor. Bunlardan destek alınabilir.
Nelerden şikayetçiyiz
Veli
* Bu kadar saat İngilizce okuyor hala konuşamıyor.
* Özel okullara, dil kurslarına, özel derslere, yaz okullarına bir sürü para ve zaman harcıyoruz ama hala iki kelimeyi bir araya getirip kendini anlatamıyor.
* Anaokulunda daha iyi konuşuyordu.
* Başka ülkelerde nasıl öğretiyorlar? Onların da 2. dili ama ana dili gibi konuşuyorlar. Biz niye yapamıyoruz?
Öğrenci
* Çalışıyorum, kelime ezberliyorum, grameri biliyorum ama not alamıyorum
* Romanlar çok kalın, klasikleri anlamıyorum, kitap bitmek bilmiyor ve de sıkıcı
* Kompozisyon yazmak istemiyorum, 3000 kelimelik kompozisyonu nasıl yazacağım?
* Bu konuda ne yazabilirim ki?
* Filmin Türkçe alt yazılısı yok mu? Alt yazıları kısa tutuyorlar yetişemiyorum?
Öğretmen
* "Zamanları, etken-edilgen cümle yapılarını, vb." bir türlü öğrenemediler.
* Hiç kelime ezberlemiyorlar.
* Verdiğim romanı yine okumamışlar.
* Konuyu verdim, nasıl yazılacağını açıkladım, yine yazamıyorlar.
Küçük yaşlarda dil öğretimi amaç değil, araç olmalı
* Öğrenciye anlatılmak istenen konu, kazandırılmak istenen davranış veya beceri verilirken, İngilizce dili amaç değil araç olarak kullanılmalı. Çocuk dili öğrenmek için değil, ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve okuldaki derslerini takip edebilmek için İngilizceyi kullanmalı. 4-5 yaşlarında tamamen İngilizce konuşulan doğal bir öğrenme ortamından sonra her iki dilde de okuma yazma çalışmalarına devam edebilir. Spor, müzik derslerinde bile İngilizce araç olarak kullanılabilir. Nuran ÇAKMAKÇI / hurriyetegitim.com | |
|