Dilkolik Dilkolik Yöneticisi
Mesaj Sayısı : 1097 Başarı Puanı : 3263 Rep Gücü : 16 Kayıt tarihi : 10/08/09 Yaş : 15 Nerden : Dilkolik Ruh Hali : Bidiği Diller : Öğrenmek İstediği Diller :
| Konu: Almanca ve Fransızca öğretmenleri atama bekliyor Perş. 17 Mart 2011 - 6:59 | |
| Yabancı dil eğitiminin önemi giderek daha çok konuşuluyor. Eğitimciler artık ikinci yabancı dilin şart olduğunu dile getiriyor. Almanca ve Fransızca öğretmenleri ise, yabancı dile önem verilirken, öğretmen ataması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmediğini belirtiyor. Yıllardır atama bekleyen öğretmenler, "Artık ücretli öğretmenlik yapmak ve ailelerimize bağımlı yaşamak istemiyoruz" diyor.
Aralarında 2, 3, 5 hatta 9 yıldır atama bekleyenler var. Kimi büyükşehirde kimi de Anadolu'da daha küçük kentlerde yaşıyor. Hepsi Eğitim Fakültesi mezunu, branş öğretmenleri. Ancak, yıllardır atanamadıkları için dersanelerde, özel okullarda ve küçük çaplı kurslarda ücretli öğretmenlik yapıyorlar. Ders başına aldıkları ücret ise 5 ile 7 TL arasında değişiyor. Doğal olarak da ekonomik anlamda ailelerine bağımlı bir hayat yaşıyorlar. Bu nedenle de geleceğe dair planlar yapamıyorlar. Atanmama nedeni ise, daha çok İngilizce öğretmenlerine ihtiyaç olması Almanca ve Fransızca branşlarında öğretmen açığının olmaması. Öğretmenler, Anadolu, Fen ve Sosyal Bilimler liselerinde Almanca ve Fransızca'nın zorunlu hale gelmesine rağmen atama yapılmamasının nedenini şöyle anlatıyor: "90'lı yıllarda Almanca ve Fransızca öğretmenleri sınıf öğretmeni olarak atanmış. Şimdi Fen, Anadolu ve Sosyal Bilimler liselerinde Almanca zorunlu hale gelince, o sınıf öğretmenlerine kendi branşlarına dönüş çağrısı yapıldı. Şimdi o öğretmenler kendi branşlarına döndüğü için de yeni atama yapılmıyor."
'Öğretmenler ve öğrenciler için sorun oluyor'
Ancak atanamayan Almanca ve Fransızca öğretmenleri bu durumun hem öğretmen hem de öğrenciler için sorun yarattığını savunuyor. Çünkü, "Dil kullanılmayınca unutulur. O öğretmenler yıllardır sınıf öğretmenliği yapmış. Şimdi eğitimde çok problem yaşıyorlar. Kendi branşına dönüş yapan öğretmenler, yeniden sınıf öğretmenliğine dönmek istediklerini söylüyorlar. Biz o öğretmenler Almanca ve Fransızca derslerine girmesin demiyoruz. Ama biz de artık kendi işimizi yapmak istiyoruz. Okullarda hiçbir söz hakkına sahip olmadan çalışıyoruz. Aldığımız ücretler çok komik rakamlar. Saat başı 5 ile 7 TL arasında değişiyor. Avrupa Birliği standartlarına göre eğitimde ikinci yabancı dil zorunluluğu var. Bu nedenle atama yapılmasını istiyoruz."
'Baba sen öğretmen misin, öğrenci mi?'
Samsun'da yaşayan 1976 doğumlu, evli ve bir çocuk babası Y.K 2002'de Almanca Öğretmenliği'nden mezun olmuş. Öğretmen eşinin maaşıyla geçindiğini ve şu anda çalışmadığını söyleyen Y.K, yaşadıklarını şöyle özetliyor: "Şu an iş arıyorum. Samsun'da başvurmadığım yer kalmadı. Sadece öğretmenlik için değil, başka alanlarda da iş yerlerine başvuru yaptım. Bilgisayar, yabancı dil vs. hepsi var. Ama asgari ücretle bile iş bulamıyorum. 7 yıl oldu atamam yapılmadı. KPSS'ye hazırlanıp sınavlara giriyoruz ama değişen bir şey yok. Altı yaşında bir çocuğum var. Annesi öğretmen. Eşim okula gittiği zaman bana diyor ki 'Baba sen öğretmen misin, öğrenci misin?' O bile bana ne diyeceğini bilemiyor artık."
5 sene ücretli İngilizce öğretmenliği yaptığını belirten Y.K, mağdur oldukları bir konunun daha altını çiziyor: "Trakya Üniversitesi'nden İngilizce öğretmenliği yapabilmek için sertifika aldım. 5 sene ücretli İngilizce öğretmenliği yaptım. Ama geçen seneden bu yana İngilizce sertifikamız da geçersiz oldu. Çünkü, İngilizce mezunlarında da yığılma olduğu için öncelik onlara veriliyor. Biz bu sertifikaları almak için 2003'te 2 bin 500 TL ödedik. Bazı arkadaşlarım kredi çekerek ödedi bu parayı. Hala borcunu ödeyemeyenler var."
'Hayal kırıklığı yaşıyoruz'
2008'de mezun olan Ö.A ise içinde bulundukları durumu, "Düz liseler Anadolu liselerine dönüştürülüyor. Ve Almanca ikinci yabancı dil olarak zorunlu hale getirildi. küçük bir İlçede bile şu anda en az 2 öğretmen açığı var. Okullardaki açıklar ücretli öğretmenlerle dolduruluyor. Açık yoksa neden ücretli çalıştırılıyoruz? Ücretli olduğu yetmezmiş gibi bir öğretmen 2-3 okulda görevlendiriliyor. Her sene umutlu hazırlanıp, KPSS'ye giriyoruz. Listeler açıklandığında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. bu hem maddi hem de manevi açıdan olumsuz etkiliyor bizleri. Kendi hayatlarımızı kendimiz kuramıyoruz. Üniversiteyi bitirip, ailemize bağımlı yaşıyoruz" sözleriyle anlatıyor.
'26 yaşındayım, hayattan hiç keyif almıyorum'
İçinde bulunduğu psikolojiyi "26 yaşındayım, hayattan hiç keyif almıyorum" şeklinde özetleyen Ö.A, olası bir atama durumunda "3-5 kişilik sus payı" istemediklerini belirten Ö.A şöyle devam ediyor: "Gerçekten hak ettiğimiz ve yıllardır beklediğimize değecek atamaların yapılmasını istiyoruz. Çünkü, bu senelik 50 kişilik atama daha sonra yine 3-5 yıl '0' atama görmek istemiyoruz. Her branştan atama olurken, bizden hiç olmaması neredeyse alay konusu oldu. Daha fazla küçümsenmek istemiyoruz, çünkü bizler de aynı yollardan geçtik. Aynı fakülteleri bitirdik. üstelik dilimiz dışında bambaşka bir dilde eğitim aldık. Çünkü bizler bu bölümlere İngilizce sınavından geçerek giriyoruz. 5 yıllık bir eğitimden geçiyoruz. Bunun sonucu evde küflenmek olmamalı."
'Yol paramı annemden alıyorum'
5 senedir atama beklediğini ve okullarda ücretli öğretmenlik yaptığnı belirten Z.S, derse gitmek için yol parasını annesinden aldığını söylüyor. Aynı durumda olan T.A ise, "Ben ailemle yaşadığım için çok büyük sorun yaşamıyorum. Ama evli olan kadın arkadaşlarımız eve kapanmış durumda. Erkekler de farklı sektörlere yönelmiş durumda. Turizmcilik yapıyorlar, yazın çalışıp kışın memleketlerine dönüyorlar. Evlenecek olsak bile, karşımızdaki insan 'Ataman yapıldı mı?, ben eşimin işinin garanti olmasını istiyorum' diyor."
Öğretmenler yaşı 40'a yaklaşmış, yıllardır atama bekleyen arkadaşlarının olduğunu da belirterek, "Onların durumu daha kötü. Çünkü, 40 yaşına gelince devlet memuru olarak atanamıyorsunuz. Bu durumda olan çok tanıdığımız var" diyor. Gönül Koca / hurriyetegitim.com | |
|